Metodolojinin Psikolojisi: Dengeleme Yöntemleri
Bir deneysel çalışmada, araştırmacının yöntemsel açıdan temel amacı, bütün deneysel grupların ölçümlenen özellik haricindeki tüm özelliklerinin ‘eşit’lendiğinden emin olmaktır. Denek/katılımcıların bağımsız değişkenin tüm düzeylerinin hepsine tabi tutulduğu ve katılımcılar içi desen, gruplar içi desen veya birey içi karşılaştırma olarak da adlandırılan denek içi desende ise bu ‘eşit’leme, dengeleme yoluyla yapılmaktadır. Dengeleme temel olarak “sıralama ve taşınma etkisini kontrol etmek amacıyla kullanılan bir teknik” olarak tanımlanmaktadır.
Bireyler Düzeyinde Dengeleme Yöntemleri
Yansız Dengeleme
Yansız dengeleme, “değişken düzeylerine ilişkin uygulanış sıralamalarının her birey/katılımcı için ayrı ayrı ve yansız bir yolla belirlenmesi” olarak tanımlanmaktadır. Bu sayede sıralama ve taşınma etkilerini kapsayan ardışıklık etkisi kontrol altına alınmış olmaktadır. Bu teknikte araştırmacı sıralamaya kesinlikle kendisi karar vermemelidir, araştırmacının seçkisiz bir numara üreticisi kullanması önerilmektedir.
Denekler İçi Dengeleme
Denekler içi dengeleme, “bağımsız değişken düzeylerinin tamamının her birey için birden çok kez uygulanması” olarak tanımlanmaktadır. Katılımcılara A değişkeninin üç düzeyi önce 1–2–3 sırasıyla, daha sonra tam tersi olarak 3–2–1 sırasıyla sunuluyor, bu yöntem sistematik bir biçimde her katılımcıya uygulanıyorsa burada bir denekler için dengeleme söz konusudur. Ancak bu yöntemin bir dezavantajı, katılımcıların maruz kaldığı uygulamaların ikiye katlanmasıdır.
Gruplar Düzeyinde Dengeleme Yöntemleri
Tam Dengeleme
Tam dengeleme, “değişken düzeylerine ait tüm uygulanış sıralamalarına, eşit sayıda katılımcının yansız yolla atanması” olarak tanımlanmaktadır. Burada önemli olan nokta, tüm sıralamalarda ‘eşit sayıda’ katılımcının bulunmasıdır, dolayısıyla mutlak titizlik isteyen bir dengeleme tekniğidir. Düzeylere ait olası sıralanış hesaplaması (değişken düzeylerinin sayısı)! formülü ile yapılmaktadır. Bir nicel istatistiksel analiz yapmak için her bir grupta en az 10 katılımcının yer alması gerektiği göz önüne alınırsa, uygulamada tam dengeleme yönteminin neden nadiren tercih edildiği anlaşılabilmektedir. Örneğin 5 düzeyi olan bir bağımsız değişkenle çalışılıyorsa, en az 1200 katılımcı ile çalışma zorunluluğu doğmaktadır.
Yarı Dengeleme
Yarı dengeleme, “değişken düzeylerine ait bazı uygulanış sıralamalarının bir formül çerçevesinde gruplara atanması” olarak tanımlanmaktadır. Tekniğin isimlendirilmesine yol açan etken, tüm uygulanış sıralamalarının kullanılmamasıdır. Bu teknikte gruplar, bağımsız değişken düzeylerinin tamamını farklı uygulanış sıralamalarında almaktadırlar; yani her grup farklı sıralanışlarda da olsa değişken düzeylerinin tamamına tabi tutulmaktadır. Yarı dengeleme tekniğinde en karakteristik özellik ise, bir bağımsız değişken düzeyinin bir başka düzeyin öncesinde ve sonrasında uygulanma sayısının aynı olmasıdır. Örneğin ZXY, XYZ sıralaması beş tane ise, YXZ, ZXY sıralamasının da beş tane olması gerekmektedir. Bu dengeleme türünde ilk uygulama 1, 2, n, 3, (n-1), 4, (n-2), 5… şeklinde giden bir formülle hesaplanmaktadır. İkinci uygulama ise 2, 3, (n+1), 4… şeklinde devam eder. Bu formüle göre XYZW şeklinde dört düzeyi olan bir bağımsız değişkenin uygulama sıralaması şöyle olmalıdır:
- XYWZ
- YZXW
- ZWYX
- WXZY
Ancak, bir bağımsız değişkenin 5 gibi tek sayıyla ifade edilen miktarda düzeyi varsa, yarı dengeleme tekniğinin bir sayıltısı olan bir düzeyin başka bir düzey önce ve sonrasında uygulanma sayısının aynı olması gerçekleştirilememektedir. Bu sorunla baş edebilmek için uygulanış sıralamaları ters çevrilerek yeniden yazılmakta, ardından ilk sıralama ile bir araya getirilmektedir. Bu da 5 düzeyi olan bir değişken için 10 farklı koşul anlamına gelmektedir ve sayıltıyı sağlamaktadır.
Sonuç olarak, “mükemmel iyinin düşmanıdır” ve mükemmeli ararken, işlevsel olandan kopmamak gerekmektedir. Bu da bize neden yarı dengeleme tekniğinin en popüler dengeleme tekniği olduğu konusunda bir bakış açısı sağlamaktadır.
dipçe: Aktarımda yer alan yorumlar şahsi kanaatlerimdir, bahsi geçen kişi & kurum & kuruluşlarla manevî veya itibarî bir ilişkisi yoktur.